Masanın dağınıklığından bıksamda artık bu durumu umursamıyorum. Çünkü beni asıl bıktıran şey masanın dağınıklığından ziyade aradığım şeyleri bir türlü bulamamam.
Telefondaki sese kısa bir süre beklemesini söyledim ama bu lanet olasıca kalem beni yalancı çıkarabilmek için elinden geleni yapıyor. Belki delirmiş olduğumu düşünebilirsiniz ama bazen eşyalarında bir zihinleri olduğundan şüpheleniyorum. Mesela bu zihin, onlara karşı hissettiklerimi anlayabiliyor, bunu belirli bir yere kaydediyor ve nihai olarakta onları referans olarak kullanıyor benle olan ilişkilerinde.
İnsanlar karma olarak adlandırıyor bu durumu genelde. Kısaca şöyle açıklayabilirim belkide, eğer ben pozitif olabilirsem çevreye pozitif enerji yayarmışım ve çevremdeki herşeyin yoluna girdiğini fark edermişim.
Tabiki çevremde uçuşan enerji topları teorisi bana çok saçma geliyor. Bana göre eşyaların zihinlerinin olması daha gerçekçi ve tutarlı bir teori. Şimdi keşke o kalemi fırlatmasaydım diye iç geçiriyorum bir yandan, telefondaki hala beni bekliyor.
Kafamı kaldırıyorum ne yapacağımı bilemez bir halde ve surpriz, kalem orada, masanın kenarında duruyor. Hani demiştim ya zihinlerinin olması daha mantıklı duruyor diye, siz ona bir de duyu organlarının olabileceği gerçeğini ekleyin ve bana hiç öyle şaşırmış gibi bakmayın.
İki farklı parça var bugün karşınızda ve iki farklı muzisyen ama yakın müzikleri birbirine. İki Deep House/Down Tempo parçamız buyrun sizleri bekliyor, Eyecam - Neon Summer ve Aris Kokou - Underlove
Onlar hakkında daha fazla bilgiyi şu linkleri tıklayarak alabilirsiniz;
Eyecam - MySpace
Aris Kokou - MySpace
Kendinize iyi bakın, haydi kalın sağlıcakla,
Biskuwi...
No comments:
Post a Comment