Merhabalar sevgili çalgılıgurme takipçileri!
Bir bahar gününü andıran nemli, bahar çiçeği tadında bir hava vardı bugün Ankara'da. İki tip yürüyüş önereceğim şimdi size ikisi de birbirinden içeri haz veren fakat öncelikle ikisi için de ön koşul şu oluyor ki canınız biraz sıkkın olmalı, birincisi gece uyuyamadınız uzunca bir süre ve uyuyakaldığınız birkaç saatlik zaman dilimi de "olmasa da olurdu" kategorisinde değerlendirilebilecek bir uyku oldu, böyle gecelerin sonunda mümkünse daha gün bile ağarmamışken çıkıp yürüyün. Yavaş yavaş geceden kalmış hayatın gözünüzün önünde canlanışını görmek sizi biraz rahatlatabilir, hoş olur.
İkincisi ise şayet bir yerde zamanınızın az kaldığını düşünmekte iseniz Ankara'nın bu akşam üstüne benzer akşam üstlerinde hep yürüdüğünüz yerlerde yürüyün belli bir hedefe doğrulmaksızın. Hani üstünde attığınız onlarca bilinçsiz adımınıza inat. Bu da sizi bu hep geçip gittiğiniz yollar üzerine bir muhasebeye itecektir, şöyle bir genel tekrar yapasınız gelecektir hayatınızda, bu da hoş olabilir.
Evet, ikinci kategoride değerlendirebileceğim yürüyüşümü gerçekleştirdim az önce. Mutluyum.
Haftaya bugün yirmi üç yaşıma girmiş olacağım. Bu konuda mutlu olup olmadığım ise tartışmaya açık. Tartışabilirim bunu ben. Ühüh.
Neyse, yürüyüşümü gerçekleştirirken de bu şarkı vardı kulağımda. Hemen sizlerle de paylaşayım dedim.
Dipnot: "Sunday Munich, Vinculum" dinleyin dinletin. Nacizane tavsiyemdir. Sevgiler hepinize, kaçayım o vakit.
Laf Etti: Sinek Efendim!
No comments:
Post a Comment