ww

Erlend Øye - Ask


Şimdi blogu takip ediyor veya bir şekilde bu bloga ulaşmışsanız Kings of Convenience'ı biliyorsunuzdur. Burada onlardan bir şeyler paylaşmamıştık daha önce. Yine paylaşmayacağız.

Geçenlerde internette jet ski yaparken izlediğim bir video ile yıllar öncesine gittim. 2009'a. Amsterdam 2009'da bir başka güzel kokuyordu. Parfüm festivali vardı. Ben de bir parfüm alıp blogun kayıp yazarlarından MM'ye sürpriz yapayım istedim. Biliyorsunuz, MM Hollandalı bir müzikolog. Parfümü seveceğini düşündüm. Red Light District civarındaki evine gitmek için yola koyulduğumda karşıma Kings of Convenience'tan Erlend Øye çıktı. Gitarını kucağına asmış. Kafasında kahverengi bir bere. Gözünde yine kocaman gözlüğü ve suratında şapşal bir sırıtış. Tamam dedim. Magic mushroom çakmış bu. Etrafında da güzelim kızlar vardı. Kıskandım adamı. Sonra bir anda koşmaya başladı. Peşinden de kamera ve mikrofonlu iki adam. Sonra tramvaya binip gittiler. Vay canına demiştim. Hatırlıyorum. Adam yaşayan en beyaz adam. Yaptığı şeye bak. Kucağında gitar, koşa koşa tramvaya biniyor. Ankara'da, Eskişehir'de görsen küfür edersin arkasından. İçlendim. Unuttum. MM'nin evine doğru yürüdüm. Red Light District'teki kadınlara baktım. Kendime geldim. Derken MM çıktı karşıma. Çok şaşırdı. Öğrenebildiği tek Türkçe kelimeyi 6 defa tekrarladı: "Oha! Oha! Oha! Oha! Oha! Oha!" Parfümü sıkıp içeri girdik.

Ben unuttum tabi bu hikayeyi. Zaten Amsterdam'da insan her şeyi unutuyor. Belki de rüya görmüştüm. Bilmiyorum. Ama bu videoyu izleyince MM gibi tekrarladım ben de.

"Oha! Oha! Oha! Oha! Oha! Oha!"


Bu arada biskuwi Belçika'ya yerleşti. Tam da bugün. O da alsın gitarını, bi Akdeniz Akşamları çalsın insanlara. Yazıktır.

Sevgiyle.

Cuckoo Cocoon.


No comments:

Post a Comment

Featured Post

Origin

You know how the life is; suddenly you have find yourself in another moment and time and you priorities are completely chan...