ww

Kaskade - Angel on my shoulder & so


Bu sefer önce şarkılarımız çünkü değişik bir konseptte yazmaya karar verdim artık. Lost bitti ya yavrucaklar, etkilendim sanırım, böyle bir kaç post ile tamamlanacak hikayeler anlatıcam sizlere, umarım beğenirsiniz. Ama dediğim gibi öncelikle, tabiki şarkılarımız;

Ben onu, siz yavru bloggerlara daha önce tanıttığımı sanıyordum ama sadece bir sanrı görüyormuşum. Geç oldu ama bunları beğeneceğinize eminim, Kaskade şimdi sizinle;




Soytarı

Müziğin yumuşak, kadifemsi sesinin onu, kendine doğru çekmesine izin verdi ve yavaşça penceresinden loş ışıltılar gelen eve doğru ilerledi. Günün bu saatinde -ki akreple yelkovan bile uyumuş olabilirdi şu zamanlarda- bu ıssız yolda ilerlemesi yeterince korkutucuydu ama şimdi bu ev, bütün ürpertisini dindirmişti. Işık bile, sanki müziğin etkisinde kalmışçasına perdenin üzerini kendine pist edinmiş ve anlamsız ama eğlendirici figürlerle eğleniyordu.

Tahta çitlerle örülmüş bu hafif eski ama yine de hala sağlıklı görünen evin, kenarları küflenmiş bahçe kapısını yavaşça itti. Ürpertici bir şekilde sanki içerden gelen müziğe saygısızlık etmek istemezcesine kapı en ufak bir gıcırtı dahi çıkarmadı. Adımlarını mümkün mertebe müziğe uydurmaya çalışarak camın kenarına doğru ilerledi ve bu saygı ritüeli tamamlanmış oldu.

Eve yaklaştıkça insanların gürültüsünü duyacağını düşünüyordu ama tek bir gürültü bile duyamadı. Sadece o yalın bir müzik sesi. Sanki evin çevresinde bir bariyer vardı ve bu bariyeri aşabilecek cesarete sahip bir gürültü yoktu.

Dans eden insanların eğlenceli kahkahalarını duyamamak onu en çok şaşırtan şey olmuştu. Benim gibi birini bile kendine ayak uydurtmayı başardı diye mırıldandı" sitem edercesine "benden bile daha odun birilerinin olduğunu düşünmemiştim." Yüzündeki hafif gülümsemeden kendini romantik hissetmesi hoşuna gitmiş gibi görünüyordu. Romantik kendinin tadını çıkardı.

Çevresinde genellikle pek konuşmayan, sakin biri olarak tanınırdı. Kısa saçları ve her zaman sinek kaydı traş edilmiş yüzü bu ifadesini daha da ciddileştiriyordu. Bir tartışmaya girdiği zaman kısa cümlelerle fikirlerini belirtir ve karşısındakinin lafı gereksiz uzattığını fark ederse onun konuşmasını yarıda kesip, aynı şeyi tekrarlamaması için uyarmaktan çekinmezdi. Çünkü kaybettiği zamanı kullanabileceği her zaman ciddi bir işi vardı. O her zaman meşgul olanlardandı.

Camın kenarına yaklaştı ve perdenin hafifçe açılmış köşesinden içeride bir şeyler görmeyi umut etti. Hafifçe eğilip, yakaladığı en geniş açıdan içeriye baktı ve beklemediği kadar ilginç bir şeyle karşılaştı.

Ne olursa olsun içeri girmesi gerekiyordu...

Biskuwi...

Not:
Bundan sonra klipler yerine sanatçıların kendim hazırladığım tanıtım mahiyetinde küçük playlistlerini paylaşmaya karar verdim. Umarım memnunn kalırsınız...

No comments:

Post a Comment

Featured Post

Origin

You know how the life is; suddenly you have find yourself in another moment and time and you priorities are completely chan...