ww

IAMX - S.H.E.


Bugün benim doğum günüm. yirmi üçüncü adımım bu hayallerimin peşinden. hala arkalarında koşuyorum. Kararlıyım. Bir gün bir kaçının birden elinden tutup, sadece yakından görmek istiyorum. Bir şey konuşmadan, çok şey hissederek...

Hislerden bahsetmişken, sanki artık eskisi kadar saf duygular beslemiyorum onlara karşı. Ben küçükken daha ulaşılabilir gözüküyorlardı, zaten her birimiz birer süpermendik arkadaşlarımla ve bu yüzden hayallerimiz ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bizden kaçamazlardı.

Hala onların peşindeyim ve hayallerim kaçmaya devam ediyor...

Yok dostum biliyorum, kaçan kovalanır... ama bir şeyler eksik sanki bir şeyler yanlış. Değerini anlasın diye erkek arkadaşını peşinden koşturan bir kızın ki gibi değil benim koşuşturmam. Bir orospuyu elde etmek ve anlık bir zevk yaşayabilmek için koşuşturur gibiyim. Sıranın bana gelmesini bekliyorum ve beklerken heyecanlanıyorum. Hayıflanıyorum biraz da ne işim var benim burada diye. Ben burada olmayı hayal etmemiştim...

Ama tam bu lanet yerdeyim...

Hayallerimin peşinde geçirilmiş tam 23 yıl. Artık eskisi kadar masum değiller. Ama acıtan bu değil ki canımı...

Artık o karizmatik ve sert kaskın alevlerin arasına dalıp üst kattaki bebeği kurtarmama yetmeyeceğinin farkındayım. Hatta bu kahraman görevi hiç düşünmeden itfaiyecilere bırakabilirim. Günün kahramanı olmak umurumda değil. İşte yine o nalet sıradayım.

Üzerimde mavi polis üniformam var yine. Tıpkı hayallerimdeki gibi. Sokakları kötü adamlardan temizliyorum ve hepsini kodese tıkıyorum. Annem benimle gurur duyuyor. Nasıl duymasın? Sayemde bütün herkes güven içinde yaşıyor. Ne kadar da parlak herşey? Birden herşey soluklaşmaya başlıyor ve sesler... O sesler baştan beri vardı zaten ama artık daha cüretkarlar, inkar etmek daha zor...

Bu nalet yer artık pek umurumda değil. Bende bunun olmasından korkuyordum.

İçlerinden hala bir hayalim eskisi kadar parlak.

Bir göl kenarında evim var. Şehirden yeteri kadar uzakta. Oğlumu yanıma alıp gülerek göle doğru ilerliyoruz. Bana kovayı nasılda tepeleme dolduracağını anlatıyor ama sonra birden sonra mutsuzlaşıyor.

Balıklar ölecek değil mi?

Köşeye sıkışıyorum. Ölmeyecek çünkü hepsini geri salacağız diyorum. Biraz beraber takılıp onlara küçük kırmızı kovamızda en güzelinden bir kaç solucan ikram ederiz.

Ama anneme akşam balık yiyeceğiz demiştik?

Gene ait olduğum köşemdeyim. Çaktırmadan balıkçıdan en irisinden bir kaç balık alırız diyorum. Hem onu tutarken nasıl da zorlandığımızı anlatırız anne ne olmaz mı? Artık eski neşesi yerine geldi. O daha çok küçük, onun için bir süpermen. Balık dahi olsa bir canlının ölümünü görmemeli. Baharın yeşilliği şu an onu cezbeden...

Yine sıramda buluyorum kendimi.. Karşıdan ufak bir çocuk elinde balık poşetiyle koşuşturuyor...



"Don't cry for audience, there is no one that can take you home"

Bu parçanın orjinal hali değil ama ben bu halini daha çok seviyorum. Ama orjinal haline de bir göz atın...

Kendinize iyi bakın...

Biskuwi

2 comments:

  1. hey süpermen! :)

    fazla uzaklaşmış olamaz hayallerin, neticede onlar 'senin'... sen öldürmedikçe dönüp dolaşıp gelecekleri yer yine senin yamacındır. sev onları, besle! :)

    bu günün kahramanısın be ajan, bize 23'ün o kadar da korkutucu olmadığını göstermen temennisiyle! güveniyoruz sana!

    nice mutluluklar yeni yaşında tekrardan. kaçayım o vakit!

    ReplyDelete
  2. teşekkür ederim yavru mevsim pıtırcığı.

    bana 23't pek bi numara yokmuş gibi gelmekte zaten bolca göstercem ben sizlere =)

    ben de defolayım o zaman!

    ReplyDelete

Featured Post

Origin

You know how the life is; suddenly you have find yourself in another moment and time and you priorities are completely chan...